EKŞİ MAYALI EKMEK İSTERSENİZ...

EKŞİ MAYALI EKMEK  İSTERSENİZ...
...BUYRUN, BİR DİLİM ALINIZ

22 Ekim 2011 Cumartesi

GERÇEK EKMEK ATÖLYESİ / 2. GÜN

FİKİR SAHİBİ DAMAKLAR'DAN:

Bugun sadece karıştırıyorsunuz kavanozdaki bulamaci.

Benimkinde bir kaç baloncuk oluştu ama açıkçası erken oldu, beklemiyordum. Mutfağım biraz sıcak 26 derece gibi. Bir de unum şimdiye kadar maya yaptığım unlardan farklı. Ama ilk gün sizinki birşeye benzemiyor olabilir, endişe etmeyin. Bu son derece normal. Sadece iki-üc saatte bir karistirin.

Eğer tüm gün evde olamıyorsanız sorun değil, en azından akşam bir kaç kere karıştırmanız yeterli.

Ve sabirli olun :)


Günün Notu:

Gerçek un beyaz değildir!

Beyaz undan üretilen endüstriyel ekmek, içine ne katılırsa katılsın, geleneksel ekmeğin kötü bir kopyasıdır. Ekmeğimize gereken buğdayı katkı ilave etmeden, kepek ve ruşeymini ayırmadan öğütmeye devam etseydik, bugün, pek çok vitamin ve minerali takviye etmeye ihtiyaç duymayacaktık.

Gerçek un kullanarak ekmek üretmek zor değildir. Neden siz de evinizde geleneğinize sahip çıkmayın ki? Çocuklarımızı takviyelerle değil, gerçek gıda ile besleyelim.


Başka Bir Gıda Mümkün
Kadir Dadan bakın ne diyor:

Tam buğday unu, buğdayın bütün parçalarının öğütülmesi ile elde edilen undur. Buğday, temelde üç parçadan oluşur. Genetik materyalin taşındığı proteinden zengin rüşeym, tohumun besin deposu görevi gören nişastadan zengin öz, bunları sarmalayan lif ve mineralden zengin kılıf. Günümüzün un fabrikaları, rüşeym ve kılıfı makinelerle tıraşlayarak özden ayırır. Özü öğüttükten sonra eleklerden geçirerek sınıflar. Bir çok fabrika öğütülme sırasında kimyasallar katarak unu beyazlaştırır ve uzun süre dayanabilir hale getirir. Bu kimyasalların tepkimesi uzun sürdüğü için, öğütülen un en az bir ay dinlenmeye alınır, daha sonra piyasaya sürülür. İsteğe bağlı olarak üretim sürecinde içine yapay vitaminler ve yapay glüten katılır. Bu süreçte buğday hem doğallığını, hem de besleyiciliğini yitirir. Son zamanlarda, üretim sürecinin başlangıcındaki tıraşlamada ayrılan rüşeym ve kılıfın, öğütülmeden sonra başlangıç oranında una katılması ile “tam buğday unu” olarak nitelenen unlar piyasaya sürüldü. Bu unlar kapsam olarak buğdayın tamamını içerse de(bazılarında çabuk bozulmaya neden olduğu için rüşeym bulunmaz), dayanıklılığı artırmak için konulmuş kimyasalları da içermeye devam eder. Gerçek tam buğday unu, değirmenlerden elde edilen, eskilerin deyimi ile karadeğirmen unudur. Bu un, hiçbir tıraşlama işlemi uygulanmadığı için buğdayın tüm parçalarının zenginliğini taşır. Bu parçaların hepsi birlikte öğütüldüğü için, sindirimi de dengeli ve zararsızdır. Kabızlık yapmaz, şişmanlığa yol açmaz, besleyici, doyurucu ve lezzetli yiyecekler oluşturur. Oysa beyaz un, hızlı bir şeker emilimine yol açarak ileride şeker hastalığının gelişimi için zemin hazırlar. Lif içermediği için kabızlık gelişimine yol açar. Tokluk hissi oluşturmadığı için aşırı şişmanlık gelişebilir. Söylendiğinin aksine kepekli unların da, kepek una sonradan ilave edildiği için şeker emiliminin dengelenmesinde hiçbir katkısı yoktur. Öte yandan tam buğday unu ile baklava börek yapmak zordur. Oklavaya gelmez, hamuru kolay açılmaz.


.

Hiç yorum yok: