EKŞİ MAYALI EKMEK İSTERSENİZ...

EKŞİ MAYALI EKMEK  İSTERSENİZ...
...BUYRUN, BİR DİLİM ALINIZ

31 Ocak 2010 Pazar

EKMEK


Dedim, bari yapayım bir ekmekcik, koyayım blogcuğuma.
Gören görsün, beğenen tarifini denesin.
Tatsın bakalım, nasılmış evde yapılmış, mis gibi taze ekmek yemek.
Hem ekmek hikayeleri yaz, en iyi yaptığını anlat denmiyor mu?

Şimdi bu ekmeklere bir hikaye bulmak gerek.
Nasıl mı?
İşte, bu ekmeği neden yaptım, hangi malzemeyle yaptım, nasıl pişirdim?
Ekmeğin başka ne anlatacağı olur, yoksa...



Bir kocaman hamur yoğurasım vardı, boca ettim unu, tam bir buçuk kg.
Maya, tuz tamam da, şeker faslına geçince, keçiboynuzu pekmezinin kavanozunun en dibinde kalanını koydum, yetmedi, bir kaşık da bal ekleştirdim.
Sonra ılık su, yarısı kadar süt, iki kaşık sirke, üç kaşık yoğurt, bir de yumurta yoğurma kabını boyladı.
Bu yoğurt ve yumurta son denenmem. O koca hamur için, esamisi bile okunmaz o kadar katmışım, etmişim. Olsun, bir bakalım ne olacak?
Hıı, asıl numarama gelelim, bir fiske kimyon tohumu, bir fiske tane anason da eklendi, un hamur olmadan önce.
Toparla hamuru, yumrukla bakalım kola kuvvet.
Fırın ılıktı, ekmek teknesi ağzı kapatılmış olarak yerleşti fırına, kabardı, mis kokulu güzel bir hamur oldu.
Bir tepsiye sandviç ekmeği formunda dizildi, bir ekmek kalıbına hamur olarak döküldü, başka bir tepsiye pide olmak için yassıltılıp bırakıldı, son kalan da tavada pişsin diye ayrıldı.
Önce sandviçler kabardı tekrardan, fırına ilk onlar girdi.
Sonra, kalıptaki hamur, sonra pide, en son da ısıtılmış kapaklı tavadaki pişti.
Pardon, bir poz da şöyle alalım, sonra dağılırsınız dendi.
Şu poz verenleri en son gördüğümde sandviç ekmeklerinin biri tereyağı, taze kaşar eşliğinde tadılmış, hımm iyi olmuş diye kafa sallanmış ve sabaha dek beklemek üzere bez ekmek torbasına yerleşmişlerdi.



.