EKŞİ MAYALI EKMEK İSTERSENİZ...

EKŞİ MAYALI EKMEK  İSTERSENİZ...
...BUYRUN, BİR DİLİM ALINIZ

17 Eylül 2010 Cuma

RAMAZAN GEÇTİ YA, OLSUN PİDESİ HEP VAR!

Ramazan pidesiz olur mu?
Olmaz tabii ki!


Çocukluğumda, akşam üstleri fırının önünde elimde bir yumurta ve ekstra susamla kuyruğa girdiğim aklımda, özel pide için. İsteyen yumurta ve susam ekletirdi pidesine.


Ekmek yapmaya başladıktan sonra, cesaretlenip ilk denediğim çeşit ramazan pidesiydi, fena da olmamıştı. Aradım blogda, tarifini yazmamışım. İtalyan pidesininkini yazmışım oysa.
Bu defa da tarif yazamıyorum, daha doğrusu yapılışını tarif edemiyorum. Yenilişini tarif edebilirim bir güzel!


Öncelikle, akşamüstü fırınların pide üretimini had safhaya çıkardıkları, mis kokuların sokağı çepeçevre sardığı zamanda alacaksınız pidelerinizi.
Eliniz yanmasın diye çift kat kalın kağıtla tutacaksınız.
Top patlasın diye bekleyip, akşam ezanı okunurken kaç kişiyseniz o kadar dilim keseceksiniz. Bıçağı yandaki kahveden, çayları söylerken almış olacaksınız. Köşedeki bakkaldan alınan tereyağı ve beyaz peynir eklendiğinde softaya, ziyafet tamam demektir.

Bu sona kalan, kibarlık lokması yani.
Sen al, hadi hadi sen al sen, diye ikramı yapılan.


Hiç şüphesiz aldı birisi son lokmayı, pide yemem denir mi?
.

13 Eylül 2010 Pazartesi

ÇITIR KABUKLU "MAÇ" EKMEĞİ ya da SÜTTOZU EKMEĞE YAKIŞIR MI?

Referandum sonuçları çabuk belli oldu, olsun varsın, maç seyredeceğiz nasılsa, el mahkum! 
Beklerken ekmek mayalayayım, araya tatil girdi ihmal ettim hamura elle girişmeyi, yoğurmayı. Fırsat bu fırsat, içimdeki cini çıkarırım belki, böylece.
Ne yapmalı?
Biraz beyaz un, biraz köy ekmeği unu karışımından, ruşeymli unun üçte biri kalmış, gerisi maya, tuz, şeker, ılık su. 
Tamam işte! 
Tamam değil işte!
Süttozunu unuttum. Bugün markette görünce almıştım. kaç zaman önce okuduğum tariflerde vardı, ekmeğin geç bayatlamasını sağlıyormuş. Aramış, bulamamıştım. Bugün görünce aldım, nihayet.


Hamuru yoğurdum, mayalandı, iki saate yakın kabardı. Yarısını tepsiye dizdim, sandviç ekmeği olsun diye, yarısını da ekmek kalıbına yerleştirdim. 
Biraz daha kabardılar, bıçakla kesikler attım, ekmeklerimin façası olsun. 
Sonra 180 derecede yarım saat piştiler. Önce sandviçleri aldım, kalıptaki ekmek beş dakika daha durdu.




Kalıptan çıkan ekmek tel üzerinde durdu, ılındı, kesilir hale geldi.  Üzerine, tereyağı yakışır dedim.
Dışı çıtır, içi pamuk, tam istediğim gibi ekmekler olmuş, denemesini ve sağlamasını yapmış oldum: Süttozu ekmeğe yakışırmış!
O sırada maç bitti ve yenilmiş olarak ikinci olduk, madalya aldık.


Maç sonucu nedeniyle hayal kırıklığı içindeki kızım seslendi içeriden, "karnım acıktı ne kokuyor böyle, çok güzel" . Söyledim ne kokusu olduğunu. Sandviç ekmeği isterim dedi, içine de beyaz sür. Eyvallah efendim, sürdük bile. 


Afiyet olsun.

.